(Bu makale Hürriyet Gazetesi Yenibirİş Dünyası’nda yayınlanmıştır.)

Geçtiğimiz yıl bir şirketin yönetici ilanına başvurduktan sonra, personel müdürlüğünden aranarak Ankara’ya görüşmeye davet edildim. Kendilerine, görüşme için İstanbul’dan geleceğimi belirttim. İstanbul’dan Ankara’ya uçakla geldim ve şehir merkezinde bulunan firmada, verilen randevu saatinde hazır bulundum. Sekreter beni karşılayarak görüşme yapılacak olan toplantı salonuna yönlendirdi, salonda yaklaşık 20 dakika bekledikten sonra işe alımı gerçekleştirecek olan İK Müdürü bana gelerek “Hoş geldiniz” dedi ve özgeçmişimi o sırada inceleyerek, “özür dileriz biz Ankara’da ikamet eden bir aday ile çalışmayı tercih edeceğiz, buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ederiz” diyerek beni tekrar giriş salonuna doğru yolcu etti. Binadan çıktığımda ve hatta dönüş uçağında halen neden bu görüşmeye ısrarla çağrıldığımı, neden Ankara’ya gittiğimi ve o anda neden dönüş yolunda olduğumu anlamaya çalışıyordum. 12 yıl inşaat, mimarlık ve çevre düzenleme konularında sektörün lider firmalarında görev yaptım…Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu bir arkadaşım, geçtiğimiz günlerde işe alım konusundaki bir sohbetimiz sırasında benimle bu anısını paylaştı.
Bu ve pek çok örneğe şahit olmuş; 22 yıllık profesyonel iş yaşantım süresince kurumsal/kurumsal olmayan, ulusal/uluslararası pek çok firmada hem görüşmeye giden bir aday, hem de görüşme yapan bir kişi olarak biriktirdiklerimi ve düşüncelerimi kaleme almak istedim.

Seçme ve yerleştirme, insan kaynakları yöneticileri için oldukça uzun, zorlu ve bir o kadar da önemli. Her aşamasında hazırlık ve emek gerektiren, zaman alan bu süreç, aynı zamanda şirketlerin kendi imajlarını tazeledikleri bir zaman dilimine dönüşmekte.

İşe başvuran adaylar açısından ise yavaş ilerleyen, heyecan dolu sabırsız bekleyişlerin yaşandığı daha da zorlu bir süreç…

“ Her şey insana verilen değer ile başlar”
Karşınızdaki aday görüşme zamanına dikkat etmemiş, dış görünüşüne göstermesi gereken özeni göstermemiş, görüşmesine yeterince hazırlanmamış, pozisyonunun yetkinlikleri ile uyuşmayan(özgeçmişinde yazanın aksine) ve benzer pek çok konuda eksikliklere sahi bir aday olabilir. Ya da aday görüşmede ilgisiz davranıyor, sizin sorduğunuz sorulara ilgisiz cevaplar veriyor olabilir. Ancak, insan kaynakları yöneticisi, onun tüm eksikliklerine rağmen, adayı görüşmeye çağırma aşamasından sonucu bildirmeye kadar geçen tüm süreçlerde karşısındaki adayı bir “değer” olarak görmeli, süreci o şekilde yönetebilmeli… Durum ne olursa olsun empati ile yaklaşabilmeli.

“Olumlu yaklaşımlar olumlu izler bırakır”

Bir görüşmede tüm adayları işe almak tabi ki mümkün değil ama önemli olan işe kabul edilmeyen bir adayda dahi olumlu izlenimler bırakmak. Aday kapıdan çıktığında onun zihninde “iyi bir görüşmeydi” düşüncesini oluşturabilmek. Bu aynı zamanda temsil edilen firmanın imajı açısından da önemli.

İyi izlenim yaratmak için ikinci bir fırsatınız olmayacak! Adaylar nasıl ki firma üzerinde iyi izlenim bırakmak için mülakattaki görünümlerine, tarz ve tutumlarına dikkat ediyorlarsa, firma ile ilgili ön hazırlık yapıp soruları net bir şekilde cevaplamaya çalışıyorlarsa, firma da adayların üzerinde iyi bir izlenim bırakmak için hazırlıklı olmak zorunda. Çünkü her ne kadar firmalar adayları seçiyorsa da, aslında adaylar da firmaları seçiyor. İyi bir izlenim firmanın kurumsal görüntüsünün dışa yansımasıdır.

Adayı telefonla görüşmeye çağırma şeklimiz, yaklaşımımız, onu karşılama biçimimiz, bir şey ikram edip etmediğimiz, söylediğimiz zamana uyup uymadığımız, tavırlarımız, tutumlarımız, gülümseyip gülümsemediğimiz, görüşmeyi gerçekleştirdiğimiz yer, görüşmede soru sorma stilimiz ve görüşme sonucunu bildiriş tarzımız ya da bildirip bildirmediğimiz… İş başvurusu yapan bir aday için tüm bu yaklaşımlar o kadar önemli ki… İş görüşmeleri adayların gelecekteki yaşamlarını şekillendirecekleri en önemli aşamalardan birisi, hatta bazen yaşamlarında dönüm noktası. Bu sebeple bizim görüşmedeki davranışlarımız, adayların yapacakları başka görüşmeleri de olumlu / olumsuz etkiler. Adayların içinde bulundukları durumu olumsuzdan olumluya çevirmenin yanı sıra, onlara güven vererek yaklaşmak çok önemli. Görüşmelerde sıkça karşılaşılan yanlışlara bakarsak;
• Görüşmeye gelen adayın kapıda bu konuyla bilgisi olmayan bir kişi tarafından karşılanması.
• Adayın kendisine verilen saatte görüşmeye alınmaması, bekletilmesi, niçin ya da ne kadar bekleyeceği ile ilgili kendisine bilgi verilmemesi, bekletildiği için özür dilenmemesi.
• Bekleme süresince adaya ikramda bulunulmaması.
• Görüşmeye hazırlıksız girilmesi, adayın özgeçmişinin görüşme esnasında okunması, incelenmesi.
• Görüşme sırasında adaydan tebessümün esirgenmesi ve böylece zaten gergin olan adayın daha da gergin halde görüşmeye başlaması.
• Görüşmede adaya kişisel soruların yöneltilmesi.
• Adayı rencide edici davranışlarda bulunulması.
• Adayın da beklentilerinin olduğunun göz ardı edilmesi.
• Adayın yeterince dinlenilmemesi, etkili iletişim kurulmaması /kurulamaması.
• Adaylara daha önceden bilgi verilmeden ve onay almadan kişilik testlerinin uygulanması.
• Adaya yaklaşım tarzı, tutumlar ve söyleyiş biçimi ile profesyonellikten uzaklaşılması.
• Aday ile ilk görüşmeyi gerçekleştiren İK yetkilisinin, ikinci görüşmeyi gerçekleştirecek ilgili bölüm yöneticisine aday ile ilgili bilgileri eksik/yanlış aktarmış olması.
• Görüşme sırasında adayın söylediği olumsuzlukların onun göreceği şekilde not alınması, olumluların dikkate alınmaması ve görüşme bitiminde adayın gözü önünde değerlendirme yapılması.
• Görüşme sonucu ile ilgili geri bildirim verilmemesi. “Cevap verilmiyorsa nasılsa olumsuz olduğunu anlarlar” anlayışı.

Bir sonraki yazıda: Doğru bildiğimiz yanlışlar…
Seçme ve yerleştirme, insan kaynakları yöneticileri için oldukça uzun, zorlu ve bir o kadar da önemli. Her aşamasında hazırlık ve emek gerektiren, zaman alan bu süreç, aynı zamanda şirketlerin kendi imajlarını tazeledikleri bir zaman dilimine dönüşmekte.

Mehmet Acar

98%

Müşteri Memnuniyeti

470

İş Projesi

1020

Sağlanan Rehberlik

28

Kazanılan Ödül

SON HABERLER

DIŞ TİCARET

Onda Consultancy Dış Ticaret bölümü olarak; inovatif, çevre dostu sürdürülebilir ürünleri değerli müşterilerimizle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda temel prensibimiz; sürdürülebilir hayata önem veren çalışmaların bir parçası olmak, çevre dostu, doğa ve insan sağlığıyla uyumlu aynı zamanda kalite ve tasarım odaklı ürünleri uluslararası pazarlarda yaygınlaştırmak ve satışına ivme katmaktır. Uluslararası bağlantılarımız, geniş ürün ve müşteri portföyümüzle en hızlı, en güvenilir ve en etkin çözümleri ortaya çıkarmaktır.

Detaylı Bilgi için Tıklayınız
EĞİTİM PROGRAMLARI

İş dünyasında yaşanan hızlı değişimlerden ve gereksinimlerden yola çıkarak eğitim programlarımızı oluşturduk. Kültür, Strateji, Liderlik ve Performans alanlarında “iddialı içerikler” tasarladık.
Eğitimlerimizde bizlerle verimli ve keyifli bir öğrenme yolculuğuna çıkacaksınız.

Detaylı Bilgi için Tıklayınız
RACA© PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ

Birlikte çalıştığımız, ülkemizin önde gelen firmalarının ihtiyaçlarından hareket ederek “RACA© Performans Yönetim Sistemi” yazılım programını geliştirdik. Danışmanlık alanındaki bilgi birikimi ve tecrübemizi entegre ettik ve çok yönlü bir ölçüm platformu oluşturduk.

RACA© Performans Yönetim Sistemi Stratejiden Performansa© modelimizin yeni bir süper gücüdür.

Detaylı Bilgi için Tıklayınız

Nasıl yardım edebiliriz?

Bizimle İletişim Kurun
tr_TRTR
en_USEN tr_TRTR