(Bu makale Hürriyet Gazetesi Yenibirİş Dünyası’nda yayınlanmıştır.)

Peki, kararlarımızın ve uygulamalarımızın etkililiğini nasıl ölçümleyeceğiz, sonuçları nasıl değerlendireceğiz? Kaynak kullanımında etkili miydik? Başarılı mıyız yoksa başarısız mı olduk? Çalışanlarımız, müşterilerimiz, takım arkadaşlarımız nasıl etkilendi, onlar mutlu mu?

Tüm bunlar bizi tek bir noktada buluşturuyor. Burada önemli olan ise işi nasıl ele aldığımız ve yol haritamızı nasıl çizdiğimiz…

“Strateji” kelimesinin Helenik dönemde yaşayan General Strategos’un sanatını ve bilgisini belirtmek için kullanıldığı, Latince’de stratum (yol, çizgi, nehir yatağı) anlamında olduğu, Eski Yunanca’da ise Stratos (Ordu) ve Ago (yönetmek, yön vermek) anlamına geldiği bilinmektedir.

Strateji, önceleri sadece askeri alanda kullanılan bir kavramdı. Askeri amaçları etkili bir şekilde gerçekleştirebilme tarih boyunca orduların stratejik gücünün bir göstergesi oldu. Strateji, 20.yüzyılın ilk yarısına doğru iş dünyasındaki yerini aldı. Yönetim ve karar verme süreçlerinde, şirketlerin kısa ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmalarında önemli bir rol oynamaya başladı. Küreselleşmeyle birlikte, teknoloji alanında yaşanan hızlı değişimler, yeni oluşan pazarlar, müşteri beklentilerinin farklılaşması ve yoğun rekabet ortamı günümüzdeki şirketleri daha stratejik düşünmeye, yanı sıra tüm iş süreçlerini stratejiler oluşturarak yönetmeye ve sonuçlarını ölçümlemeye zorlamaktadır. Oysaki 1980’li yıllar öncesinde özel sektörde sadece belli başlı uluslararası şirketler ve büyük kuruluşlar stratejik yönetimi uyguluyordu.

Artık, iş dünyasının dinamik yapısının da etkisi ile tüm şirketler oyunu şartları belirlenmiş olarak oynamaktadır. Yani herkes hem kendisinin güçlü ve gelişmesi gereken yanlarını bilerek, hem de rakiplerini çok iyi tanıyarak ayrıca dış dünyayı da çok iyi analiz ederek hareket etmek durumundadır.

“Başkasını ve kendini bilirsen sen, yüz kere savaşsan da tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip, kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilirsen, girdiğin her savaşta tehlikedesin demektir”. (Sun Tzu)

“Strateji”, değişimin kapılarını açan en önemli anahtarlardan biridir. Hedefe doğru bilinçli bir şekilde yol alabilmek, değişen durum ve koşullar karşısında proaktif hareket edebilmek söz konusu olduğunda strateji devreye girmektedir. Uzun döneme odaklanmak, parçalar yerine bütünü görmek, olaylar yerine yapı ve sistemleri incelemek, sonuçlar kadar sebepleri de sorgulamak, tek boyutlu değil çok boyutlu düşünmek…

Hangi limana yelken açacağını Bilmiyorsan, hiçbir rüzgârın sana faydası olmaz. (Seneca)

Değişim karşısında değişen çevreyi anlamak ve geleceği öngörebilmek çok büyük önem taşımaktadır. Değişen koşullara karşı farklı, hızlı, yaratıcı davranışlar sergilemek rekabette avantaj üstünlüğü sağlamada kilit noktadır.
Strateji dendiği zaman aklımıza bazı sorular gelir: “Strateji nedir? Ne için, Ne zaman ve nasıl oluşturulmalıdır? Strateji belirleyerek ulaşılmak istenen hedef nedir? Bu süreçte kimler aktif rol alacaktır?”

Bu sorular stratejinin oluşturulmasına yön veren sorulardır. Aslında, baktığımızda strateji bir süreçtir. Herkesin rolü ve görevlerinin farklı olduğu, ancak temelde aynı amaç ve hedefe doğru yöndeş olarak odaklanılmış bir süreç. İçinde analizi barındıran, şirketin hedeflerine hizmet eden, sürekliliği olan, etkili kaynak ve risk yönetimini gerektiren, planlama ve önceliklendirmenin önemini vurgulayan, vizyon ve kurumsal değerlerle ilişkili, çalışanları cesaretlendiren ve harekete geçiren, sonuçların ölçümlendiği, değişim ve gelişim odaklı, yenilikçi, proaktif bir süreç…
Baktığımız zaman, stratejik düşünmek, stratejiyi uygulamak sadece yöneticilerin işiymiş gibi algılanır. Aslında strateji sadece üst yönetimin işi değildir.

Strateji yöneticilerden yola çıkılarak tabana kadar yayılan kurumsal bir düşünme ve davranış biçimi haline gelmelidir ki etkililiği sağlanabilsin. Stratejinin tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi, özümsenmesi ve iş süreçlerine yansıtılması stratejiyi performansa dönüştürür. Her iş ünitesinde kurumsal stratejiye uygun ve onlarla bağlantılı, nihai sonuca odaklı, uzun dönemli, sürdürülebilir rekabet avantajı sağlayacak stratejiler geliştirilmelidir. Böylesi bütünsel bir bakışın, şirket hedefleri doğrultusunda yöndeş hareket etmenin şirkete değişim ve rekabet kazandıracağı şüphesizdir. Ancak böyle olursa çalışanlar da gerçekleştirdikleri faaliyetlerin aslında hangi hedeflere ve hangi stratejilere hizmet ettiği yönünde farkındalık geliştirirler. Sürekli kendisine “niçin?” sorusunu soran ve her yaptığı işe stratejik bakış açısı ile yaklaşan çalışanlar gelişimin ve öğrenmenin sürekliliğini sağlarlar.
Yöneticilerin bu süreçteki en önemli rolü ise çalışanları cesaretlendirmek, desteklemek, bilgi paylaşımında bulunmak ve etkili geribildirimlerle çalışanları sürecin içerisinde tutmaktır. Böylece herkesin “büyük resmi” görmesini sağlamaktır.

Liderler gelecek için vizyon oluştururlar ve ona ulaşmak için strateji belirlerler, böylece değişime neden olurlar. Diğerlerine doğru yönde ilerlemeleri için ilham verir, onları motive ederler, herkesle birlikte hedefe ulaşmak için fedakârlık ederler. (John Kotter)

Etkin stratejik liderler tüm zaman ve enerjilerini şirketin rekabet üstünlüğünün nasıl geliştirileceği konusuna harcarlar. Operasyonel konularla ilgilenmezler. Sadece kendi kaynaklarını değil, çalışanların kaynaklarını da harekete geçirirler. Fikir üretme ve paylaşma-ya önem verirler. Şirketin vizyonu ve kurumsal değerleri doğrultusunda stratejilerin etkili bir şekilde uygulanması için çaba harcarlar. Çünkü stratejik kararlar ve planlar etkili liderler olmadan hayata geçirilemez.

İngiliz casus romanları yazarı John Le Carre’nin dediği gibi: “Bir masa, dünyayı gözlemlemek için tehlikeli bir yerdir”. Stratejisi çalışanları tarafından benimsenmemiş, çalışanların sürecin dışında tutulduğu bir şirkette kaynaklar etkin ve verimli kullanılamaz. Çalışanlar, iş faaliyetlerini ne için yaptıklarını anlayamadan gerçekleştirirler, böylece sadece günlük işlere odaklanma olur ve fark yaratıcı, geliştirici çalışmalar yapılamaz. Öncelikler etkili bir şekilde belirlenemez. Herkesin kendisine göre belirlediği öncelik, şirketin önceliği olmayabilir. Hedeflere ulaşma yolunda etkili planlar devreye sokulamaz. Riskler artar. Çalışanlar ve yöneticiler arasında bilgi paylaşımları yapılamadığı, etkili iletişim kurulamadığı için çalışanların enerjisinden, potansiyel yeteneklerinden, bilgi birikimi ve tecrübelerinden gerektiği gibi yararlanılamaz. En önemlisi, yöndeşlik ve bütünsellik sağlanamaz. Operasyonel konularda etkililik sağlanabilir, ancak çalışanlar süreçlere dahil edilmediği sürece stratejinin etkililiğinden söz edilemez.

Strateji ve operasyonel etkililik arasında önemli bir fark vardır. (Michael Porter)

Stratejinin performansa dönüştürülmesi adına çalışanlar da tüm süreçlerde yöneticiler ile birlikte yer aldığında her şeyden önce sinerji oluşur. Bütünsel bakış açısı ile yöndeşlik sağlanır. Riskler minimuma iner. Çalışanlar yaptıkları işlerin hangi amaçlara hizmet ettiğini bildikleri için daha çok sorgularlar.

Böylece hedeflere ve stratejiye odaklanma sağlanır. Sadece günlük operasyonel konularla değil, uzun vadede gelişim sağlayacak konularla ilgili de çalışmalar yapılır. Etkili öncelik yönetimi, planlama yapılır. Doğru kaynaklar doğru zamanlarda kullanılır. Sonuçlar etkili bir şekilde ölçümlenir ve geribildirimlerle gelişim sağlanır. Kısaca diyebiliriz ki, bilinç düzeyi yükselmiş insan kaynağı potansiyeli ile sürekli öğrenme ve gelişimin teşvik edildiği, öğrenen organizasyonların temeli oluşturulur.

Stratejiniz ne kadar güzel olursa olsun, arada bir sonuçlara bakmak gerekir. (Winston Churchill)

Günümüzün hızlı değişen dünyasında hem bireylerin hem de şirketlerin daha fazla stratejik düşünmeleri, yaptıkları her işe stratejik bakış açısı ile yaklaşmaları ve sürekli “nasıl daha farklı olabilirim?” sorusunu sorarak geleceğe hazırlanmaları gerekmektedir.

Yarınları yakalamak için bugünden yola çıkın… Unutmayın! Yola dün çıkanlar her zaman bir adım önümüzdedir. (Joseph M. Juran)

Mehmet Acar

98%

client success

470

business advised

1020

guides given

28

awards achieved

latest news

FOREIGN TRADE

As Onda Consultancy Foreign Trade unit, We aim to bring innovative, environmentally friendly, sustainable products to our valued customers. In this context, our basic principle is; To be a part of the projects that give importance to a sustainable life, to spread the products that are environmentally friendly, compatible with nature and human health, and focused on quality and design in international markets and to accelerate their sales. It is to reveal the fastest, most reliable, and most effective solutions with our global connections, broad product, and customer portfolio.

read more
TRAINING PROGRAMS

We have created our training programs based on the rapid changes and requirements in the business world. We have designed “ambitious contents” in the fields of Culture, Strategy, Leadership and Performance.
You will go on an efficient and enjoyable learning journey with us.

read more
RACA© PERFORMANCE MANAGEMENT SYSTEM

We have developed “RACA© Performance Management System” software program based on the needs of the leading companies of our country that we work with. We have integrated our consultancy knowledge and experience and created a multidimensionally measurement platform.

RACA© Performance Management System is a new superpower of our From Strategy to Performance© model.

read more

How can we help you?

get in touch with us
en_USEN