(Bu makale Sabah Gazetesi İşte İnsan’da yayınlanmıştır.)

Sadelik, sade düşünmek, günümüzün dinamik rekabet ortamı içerisinde, hem bizi bireysel anlamda, hem de şirketimizi kurumsal anlamda başarıya ulaştıracak gerçek bir formüldür.
Değer üretmek, esneklik, hız, kalite ve rekabet zorunluluğu da bizi sade düşünmeye ve yalın çözümler üretmeye götürüyor. Günlük yaşamımızda da bu böyle değil midir? Çoğu zaman çok yakınımızda basit çözümleri görmez, karşılaştığımız durumları karmaşık yollara yönelerek çözmeye çalışırız. Yani bazen çözüm önerilerimiz bizi çözümsüzlüğe iter. Oysaki basit düşünmek karşılaştığımız farklı durumların çözümü için sahip olduğumuz en büyük teknik ve taktiktir. Günlük yaşantımızda, iş süreçlerimizde, yönetimde, çalışmalarımızda, iletişimde, toplantılarda sade ve basit düşünmek… İşte başarının gerçek anahtarı bu sade düşüncedir.
“Sadelik düşüncenin derinliğinin direkt sonucudur.” (Anonim)
Peki, nedir bu sadelik? Sade düşünmenin, yalın çözümler üretmenin bizi başarıya ulaştırmadaki rolü nedir?
Sadelik, öncelikle, yaptığımız her işte gerekli olmayan noktaları arındırmaktır. Tıpkı okulda, matematik derslerinde yaptığımız sadeleştirme işlemlerinde olduğu gibi… Bir yığın kalabalık sayıyı atmak ve bölünemeyen en yalın hale getirmek. Sonrasında ise gerçekten işe değer katan adımları ortaya çıkarmak ve bu adımları da müşterilerimize “fayda” olarak sunmaktır.
Sadelik ve yalın çözümler bize kalite, hız ve maliyet açısından avantaj sağlar.
Kısaca diyebiliriz ki; “odaklanmak, sade düşünmek ve denemek.” İşte bizi başarıya götürecek üçgen de budur…
“Yaşamın bilgeliği gereksiz olanların elenmesine dayanır.” (Lin Yutang)
Bugün baktığımızda, 1950’li yıllarda, yalın çözümleri üretimde ilk uygulayan şirket olan Toyota’nın çok önemli başarılara imza attığı açık ve net olarak görülüyor.
Yalın çözümler sadece bir üretim tekniği değildir. Hizmet sunumundan ürün geliştirmeye, sanattan siyasete, modadan ticari faaliyetlere kadar her alana uygulanabilecek bir yaklaşımdır. Günümüzde de, gittikçe artan bir oranda, her alanda bu minimalist çözümleri görmekteyiz.
Tarih boyunca baktığımızda da hep sadeliğin, sade ve basit düşüncenin başarılarda önemli rol oynadığını görmekteyiz. Çözüme odaklanmak, sade düşünmek ve denemek… Tıpkı Rus uzmanların uzaya ilk astronot gönderme çalışmalarında düşündükleri ve uyguladıkları gibi.
“NASA uzaya ilk astronot gönderme denemelerine başladığı yıllarda uzmanlar tükenmez kalemin yerçekimsiz ortamda yazamadığını keşfederler. Mürekkep yazılacak yüzeye akmamaktadır. Amerika bu problemi çözmek için 10 yıl ve 12 milyon dolar harcar. Sonunda Amerikalılar yerçekimsiz ortamda 300 santigrat derecede ve -100 derecede yazabilen bir kalem geliştirirler. Rus uzmanlar ise bu sorun için daha kolay ve maliyetsiz bir çözüm üretirler, kurşun kalem kullanırlar.”
Hedeflere daha hızlı ulaşmada sadelik önemlidir!
“Başarıya ulaşmak aslında basittir. Doğru olanı, doğru zamanda, doğru şekilde yapın!”(Arnold Glasow)
İş süreçlerinde de sade ve basit olmak hedefe daha hızlı ulaşmak ve etkili sonuçlar ortaya çıkarmak adına önemlidir. Sadece kendimizin değil, ekibimizin ve iş arkadaşlarımızın da sade düşünmelerini sağlamalıyız. Sunulan değere bütünsel bakış açısıyla yaklaşarak, gerekli olmayan noktaları arındırmalı, böylece israfları önlemeli ve müşterilerimiz için mükemmel değerler üretmeye odaklanmalıyız.
“Japonya’da en büyük kozmetik firmalardan birinde, bir müşteri aldığı sabun kutusunun boş olduğu konusunda şikâyette bulunmuştur. Yetkililer hemen, üretilip paketlenen sabun kutularını sevkiyat bölümüne gönderen hattı izole ederler. Bu sırada, bir sabun kutusunun hattan içi boş bir şekilde geçtiği tespit edilir. Yönetim de mühendislerine bu konuyu çözmeleri için talimat verir. Mühendisler, iki kişi tarafından kullanılan yüksek çözünürlükte bir X ışını cihazı tasarlamak için ciddi şekilde uğraşırlar. Böylelikle, hattan geçen bütün sabun kutuları izlenebilecektir. Küçük bir şirketteki bir işçi aynı durum ile karşılaştığında X ışını gibi karmaşık şeylerle uğraşmak yerine çözüme odaklanarak güçlü, endüstriyel bir vantilatör alarak hatta yöneltir. Vantilatör açılınca dolu kutular hattan geçerken, boş olanlar hattın dışına doğru savrulur.”
Günümüzde, müşteriler kullanımda sadelikten ve yalınlıktan yana olmakla birlikte kendilerine sunulan ürün ve hizmetlerin aslında üstün çözümler içermesini de istiyorlar.
“Sadelik sofistikasyonun en son noktasıdır.” (Leonardo da Vinci)
Öyle ki, karmaşık teknolojilerin gün geçtikçe artacağı yakın gelecekte basitlik ve sadelik giderek daha da büyüyecek ve ayrı bir iş kolu haline gelecek.
İş süreçlerinde değişen dinamikler yüksek kalitenin temelini yalınlığın oluşturduğunu göstermektedir.
Sade ve akıcı düşüncenin en büyük düşmanı karmaşıklıktır, karmaşıklık da karışıklığa yol açmaktadır. Düşünce berrak ve sade olduğu zaman etkililiği artar. Son derece basit ve sade bir önyüze sahip, bununla birlikte dünyanın en çok kullanılan arama motoru olma özelliğini sürdüren “Google” buna en güzel örnektir.
“Sade ve basit tasarımlar beyaz ışık gibidir. Beyaz ışık aslında karmaşıktır, fakat karmaşıklığı açıkça görülmez.” (Anatole France)
Bizlerin de yalın çözümler üretebilmesi, sade düşünceyi bir yaşam felsefesi olarak benimsemesi her şeyden önce mevcut bilgi birikimimizin derinliğine ve bu bilgi birikimini etkin kullanabilme düzeyine bağlıdır.
Bilginin derinliğine önem veren, neden-sonuç ilişkisi içinde sorgulayan, gereksiz olan her şeyi atabilme cesaretine sahip çözüm odaklı bireyler olursak yaşamımızın her alanında sade düşünebilir ve yalın çözümler üretebiliriz. Bu da bize sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlar.
“Yaşam karmaşık değildir. Karmaşık olan bizleriz. Yaşam basittir ve basit şeyler en doğru olan şeylerdir.” (Oscar Wilde)
Mehmet Acar